commonplace, ordinary

listen to the pronunciation of commonplace, ordinary
Englisch - Türkisch

Definition von commonplace, ordinary im Englisch Türkisch wörterbuch

everyday
{s} her günkü

O sadece her günkü bir şeydir. - It's just an everyday thing.

everyday
{s} günlük

En azından günlük konuşmalar yapabilmeyi istiyorum. - At the very least, I'd like to be able to have everyday conversations.

Bana günlük yaşamından bahset. - Tell me about your everyday life.

everyday
{f} hergün
everyday
{s} adi
everyday
{s} olağan
everyday
{s} her gün

Leyla her gün Sami ile konuştu. - Layla talked to Sami everyday.

Babam her gün oraya sürmemi istemiyor, o yüzden kiramı ödüyor. - My dad doesn't want me driving there everyday, so he's paying my rent.

everyday
{s} vasat
everyday
{s} basit
everyday
{s} gündelik

Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür. - Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.

Meydan okumalar Fadıl'ın gündelik hayatının bir parçasıdır. - Confrontations are part of Fadil's everyday life.

everyday
{s} orta halli
Englisch - Englisch
everyday
commonplace, ordinary
Favoriten