Onlar bir hediye almak için paralarını birleştirdi.
- They combined their money to buy a present.
Düşmanla savaşmak için güçlerini birleştirdiler.
- They combined forces to fight the enemy.
Kombine bir çaba düşünmeliyiz.
- We should consider a combined effort.
Tüm elli eyaletin kombine nüfusu nedir?
- What is the combined population of all 50 states ?
İşi zevkle birleştirmek zordur.
- It is hard to combine business with pleasure.
Bunları bu şekilde birleştirirsen; 14 girişli bir USB çoklayıcı elde edersin.
- If you combine them in this way, you get a 14 port USB hub.
İşini aile hayatınla birleştirsen iyi olur.
- You had better combine your work with your family life.
Çok Fransızca kelime biliyorum ama cümle içinde bir araya getirmekte zorlanıyorum.
- I know a lot of French words, but it's difficult for me to combine them into sentences.
Bugünün modern traktörleri ve biçerdöverleri yüksek teknoloji ile donatılmıştır.
- Today's modern tractors and combines are equipped with high technology.
The combined efforts of the emergency workers kept the river from going over its banks, barely.
The cook combined equal parts chocolate and vanilla batter in the cake.
His brother is president and vice-president all rolled up in one.
... have combined to form the key substances ...
... We've combined these things together. ...