Yağmur yağmaya başladığında, Mary'nin saç boyası alnına aktı.
- When it started raining, Mary's hair dye ran down her forehead.
Ecza dolabında bir şişe siyah saç boyası gördüm.
- I saw a bottle of black hair dye in the medicine cabinet.
Tom her zaman satın aldığı yiyeceklerde boya maddesi olup olmadığını kontrol eder.
- Tom always checks to verify that no dyes are in any food he buys.
O, saçını kırmızıya boyamak istiyor.
- She wants to dye her hair red.
Tom saçlarını siyaha boyamak istediğini söyledi.
- Tom said he wanted to dye his hair black.
Saçımı boyamayı seviyorum.
- I like to dye my hair.
Tom, Mary'nin saçını boyamasına yardım etti.
- Tom helped Mary dye her hair.