cognizant; having the perception of something; aware of something

listen to the pronunciation of cognizant; having the perception of something; aware of something
Englisch - Türkisch

Definition von cognizant; having the perception of something; aware of something im Englisch Türkisch wörterbuch

sensible
akla uygun
sensible
akla yakın
sensible
aklı başında
sensible
anlayışlı
sensible
farkına varılır
sensible
hassas
sensible
duyulur
sensible
makul

Bu makul bir yaklaşımdır. - This is a sensible approach.

sensible
mantıklı

Tom eski halat köprüyü geçmeye çalışmanın mantıklı olmayacağına karar verdi. - Tom decided that it wouldn't be sensible to try to cross the old rope bridge.

Onun rüşveti reddetmesi çok mantıklıydı. - It was very sensible of him to reject the bribe.

sensible
akıllı
sensible
hissedilir şekilde
sensible
{s} hissedilir
sensible
etkilenebilir
sensible
{s} aklı başında: a sensible person aklı başında bir kişi
sensible
{s} farkında
sensible
{s} halden anlayan
sensible
sensiblenessmakul oluş sensibly z
sensible
anlayıslı
sensible
duygulu
Englisch - Englisch
sensible
cognizant; having the perception of something; aware of something
Favoriten