Senin şekerli çöreklerinin kauçuk kıvamına sahip olduğunu söylediğim için üzgünüm.
- I'm sorry to say that your madeleines have the consistency of rubber.
Lateks, kauçuk ağaçlarından gelen doğal bir maddedir.
- Latex is a natural ingredient that comes from rubber trees.
Tom ve Mary her ikisi de lastik eldiven giyiyorlardı.
- Tom and Mary were both wearing rubber gloves.
Elastik olduğu için lastik bir top seker.
- A rubber ball bounces because it is elastic.
Üzgünüm, bir prezervatif olmadan onu yapmayacağım.
- Sorry, I won't do it without a rubber.
Kalemliğimde bir silgim var.
- In my pencil case, I have a rubber.
Silgini kısa süreliğine ödünç alabilir miyim?
- Can I borrow your rubber for a moment?
Birkaç hafta sonra, doktorlar Cleveland'a sert kauçuktan yeni bir çene çıkışı yaptı.
- After a few weeks, doctors made Cleveland a new jaw out of hard rubber.
Araba lastikleri sentetik kauçuktan yapılır.
- Tires are made from synthetic rubber.