Başlangıçta stajyerler bu şirkette sakardılar.
- At first, the trainees were awkward in his company.
Fok balıkları karada sakar ve gariptir, ancak suda çok zariftir.
- Seals are clumsy and awkward on land, but very graceful in the water.
Tom biraz beceriksiz görünüyor.
- Tom looks a little awkward.
O beceriksizce önümde eğildi.
- She bent awkwardly in front of me.
Onlar uygunsuz bir zamanda geldiler.
- They arrived at an awkward time.
O uygunsuz bir soru sordu.
- He asked an awkward question.