Çocukların çoğu zar zor giyinmişti.
- Many of the children were barely clothed.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Makasla kesmek yerine kumaşı niçin yırtıyorsun?
- Why did you tear the cloth instead of cutting it with scissors?
Bandaj yapmak için bezi doğradı.
- She cut up the cloth to make bandages.
Kız bir parça bezden bir bebek yaptı.
- The girl made a doll out of a piece of cloth.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.
Tom en azından haftada bir kez çamaşırları yıkar.
- Tom washes clothes at least once a week.
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Garson masaya beyaz bir örtü serdi.
- The waitress spread a white cloth over the table.
Tom elbiselerini yerine koydu.
- Tom put away his clothes.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
- Mary does not let her sister borrow her clothes.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
- Mary does not let her sister borrow her clothes.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.
Çocuğa bu kıyafetleri giydir.
- Put the kid into these clothes.
Vassili'ye güzel kıyafetler giydirdiler ve o ertesi gün Anastasia ile evlendi.
- They dressed Vassili in fine clothes and next day he was married to Anastasia.