Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- This is a good book, but that one is better.
Bir, üç ve beş tek sayılardır.
- One, three, and five are odd numbers.
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
- Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
- One of my dreams is to learn Icelandic.
Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
- One won’t hear much music in that pub.
Birisi kötü kelimeler söylememeli.
- One should not say bad words.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya zorlanamaz.
- No one may be compelled to belong to an association.
Onu hiç kimse anlamıyor.
- No one understands that.
Ben bir araba istiyorum, ama bir tane satın almak için hiç param yok.
- I want a car, but I have no money to buy one.
Saatimi kaybettim, bu yüzden bir tane almak zorundayım.
- I lost my watch, so I have to buy one.
Bu kaybettiğim kamera ile aynı tip kamera.
- This is the same type of camera as the one I lost.
Biz bu konuda hepimiz aynı fikirdeyiz.
- We are all one on that point.
Onların her birine bin yen verdim.
- I gave them one thousand yen each.
Her birinize inancım var.
- I have faith in each and every one of you.
Körlerin ülkesinde, tek gözlü adam kraldır.
- In the country of the blind, the one-eyed man is king.
Hiç kimse bu adamlara hakaret etmek istemedi.
- No one wanted to insult these men.
Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
- That's one small step for a man, one giant leap for mankind.
Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
- That's one small step for man, one giant leap for mankind.