clearly evident; noticeable; conspicuous

listen to the pronunciation of clearly evident; noticeable; conspicuous
Englisch - Türkisch

Definition von clearly evident; noticeable; conspicuous im Englisch Türkisch wörterbuch

marked
{s} işaretli

Tom üzerinde oturma odası eşyası işaretli bir karton kutuyu açtı. - Tom opened a cardboard box marked living room stuff.

Geminin bir işaretli listesi vardı. - The ship had a marked list.

marked
{s} dikkat çekici
marked
markalama
marked
mimlenmek
marked
damgalı
marked
(Dilbilim) belirtili
marked
çizili
marked
nişanlanmak
marked
bariz
marked
göze çarpan
marked
{f} işaretle

Tom bir cümleyi sarı bir fosforlu kalemle işaretledi. - Tom marked a sentence with a yellow highlighter.

Cevap yanlış işaretlendi. - The answer was marked wrong.

marked
{s} belirgin

İki fikir arasındaki zıtlık çok belirgin. - The contrast between the two ideas is very marked.

Parti belirgin bir başarıydı. - The party was a marked success.

marked
{s} mimli
Englisch - Englisch
marked

The eighth century BC saw a marked increase in the general wealth of Cyprus.

clearly evident; noticeable; conspicuous
Favoriten