Kız kardeşim lise sınıf arkadaşıyla evlendi.
- My sister married her high school classmate.
O, sınıf arkadaşı ile evlendi.
- She married her classmate.
Tom ve sınıf arkadaşları yarın öğleden sonra bir sanat müzesine gidecek.
- Tom and his classmates are going to an art museum tomorrow afternoon.
İstasyona giderken eski bir sınıf arkadaşıma rastladım.
- I ran into an old classmate of mine on my way to the station.
Danny and I have been classmates for five years, but I've never spoken to him outside of lessons.