O, camı kasten kırdı.
- He deliberately broke the glass.
Tom kasten aldatıcı oluyor.
- Tom is being deliberately deceptive.
Ben sokakta onu geçtiğimde o kasıtlı olarak beni görmezden geldi.
- He deliberately ignored me when I passed him in the street.
Fadıl, Leyla'yı kasıtlı olarak öldürdü.
- Fadil killed Layla very deliberately.