O büyük tirajlı bir gazete için çalışıyor.
- He works for a newspaper with a large circulation.
Gazetenin büyük bir tirajı vardır.
- The newspaper has a large circulation.
O, bacaklarındaki zayıf kan dolaşımından sıkıntı çekiyor.
- He suffers from poor blood circulation to his legs.
Makul bir egzersiz kan dolaşımını artırır.
- Moderate exercise stimulates the circulation of blood.
Sıkı bir kemer kan dolaşımını engeller.
- A tight belt will interfere with circulation of the blood.
Dolaşımda garip bir virüs olduğunu duydum.
- I heard that there was a strange virus in circulation.
Bu gazete geniş bir sirkülasyona sahip.
- This newspaper has a wide circulation.