cinsiyet

listen to the pronunciation of cinsiyet
Türkisch - Englisch
sex

Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work. - Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.

Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation. - İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.

(Hukuk) gender

I used to be really cis, but by now I've become pretty genderqueer. - Eskiden cinsiyetin doğuştan kazanıldığını savunanlardandım, ama artık ikili cinsiyet sistemine çok karşıyım.

Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed. - Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.

sexuality

You can't change your sexuality. - Cinsiyetini değiştiremezsin.

sex; sexuality
sex, sexuality
cinsiyet ayrımı yapan
sexist
cinsiyet ayrımı
(Pisikoloji, Ruhbilim) sex discrimination
cinsiyet ayırımı
sex discrimination
cinsiyet değişikliği
transsexualism
cinsiyet değiştiren
transgender
cinsiyet değiştirme
(Denizbilim) sex reversal
cinsiyet değiştirme
(Pisikoloji, Ruhbilim) sex change
cinsiyet değiştirme
(Denizbilim) sex inversion
cinsiyet hormonları
sex hormones
cinsiyet kromozomları
(Pisikoloji, Ruhbilim) sex chromosomes
cinsiyet rolleri
sex roles
cinsiyet rolü
sex role
cinsiyet ayrımcılığı
sex discrimination
cinsiyet ayrımcılığı
sex-based discrimination
cinsiyet ayrımı
sexism
cinsiyet ayrımı yapmayan
nonsexist
cinsiyet bağlantılı
(Pisikoloji, Ruhbilim) sex linkage
cinsiyet belirtmeyen kelime
neuter
cinsiyet bezi ile ilgili
(Tıp) gonadal
cinsiyet bezleri
(Biyoloji) sexual glands
cinsiyet değiştirmeyen
cisgendered
cinsiyet değiştirmiş
transgendered
cinsiyet değiştirmiş kimse
transsexual
cinsiyet farkı gözeten
sexist
cinsiyet farkı gözeten kimse
sexist
cinsiyet hakim meslekler
gender-dominated occupations
cinsiyet kaynaklı
sex-based
cinsiyet kazandırma
(Pisikoloji, Ruhbilim) sex reassignment
cinsiyet organı olmayan
neutral
cinsiyet rolü sterotipi
(Pisikoloji, Ruhbilim) sex-role stereotype
cinsiyet sosyolojisi
(Eğitim) sociology of gender
cinsiyet tahsisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) sex assignment
cinsiyet tercihiyle kürtaj
sex selective abortion
cinsiyet ve hukuk
(Kanun) sex and law
cinsiyet yaratma
(Pisikoloji, Ruhbilim) doing gender
cinsiyet özellikleri
(Pisikoloji, Ruhbilim) sex characteristics
ayrım (ırk, cinsiyet vb)
discrimination
toplumsal cinsiyet
(Politika, Siyaset) gender
toplumsal cinsiyet eşitliği
(Politika, Siyaset) gender mainstreaming
cinsiyetler
gender
birincil cinsiyet özellikleri
(Pisikoloji, Ruhbilim) primary sex characteristics
biyolojik cinsiyet
(Pisikoloji, Ruhbilim) biological sex
ikincil cinsiyet özelliği
(Denizbilim) secondary sex characteristic
olgun cinsiyet hücresi
genoblast
olgunlaşmamış dişi cinsiyet hücresi
oocyst
Türkisch - Türkisch
Bireye, üreme işinde ayrı bir rol veren ve erkekle dişiyi ayırt ettiren özel bir yaratılış, eşey, cinslik, seks: "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir."- Anayasa
Bireye, üreme işinde ayrı bir rol veren ve erkekle dişiyi ayırt ettiren özel bir yaratılış, eşey, cinslik, seks
cinslik
seks
eşey
CİNSİYET
(Osmanlı Dönemi) Bir cins ile alâkalı olma
CİNSİYET
(Osmanlı Dönemi) Bir kavim ve kabileye mensub olma
cinsiyet
Favoriten