The food on this cruise made me severely constipated.
- Bu gemi yolculuğundaki yiyecek beni ciddi bir şekilde kabız etti.
Dan was severely beaten by prison guards.
- Dan cezaevi gardiyanları tarafından ciddi bir şekilde dövüldü.
Tom was seriously wounded and bleeding.
- Tom ciddi bir şekilde yaralandı ve kanaması vardı.
Take things a little more seriously.
- Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.