ci̇n

listen to the pronunciation of ci̇n
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Bak: Cinn
cin
Buğday, arpa, yulaf gibi tanelerden çıkarılan ve ardıçla kokulandırılan bir tür alkollu içki, ardıç rakısı. (Cenova şehrinin adından) Pamuklu, kalın kumaştan giysi veya pantalon
cin
Akıllı, zeki
cin
Pamuklu, kalın kumaştan giysi veya pantalon
cin
Buğday, arpa, yulaf gibi tanelerden çıkarılan ve ardıçla kokulandırılan bir tür alkollu içki, ardıç rakısı
cin
Masallara ve bazı inançlara göre, göze görünmeyen yaratık
cin
(Osmanlı Dönemi) bir cins ateşten yaratılmış olup dünyanın insandan sonra en mühim sâkinleridir
Cin 10
(Kuran) Yeryüzünde olanlara kötülük mü murad edildi yahut Rableri onlara bir iyilik mi dilemiştir, doğrusu biz bilemeyiz
Cin 11
(Kuran) Doğrusu aramızda iyiler de vardır, bundan aşağı bulunanlar da vardır. Biz, türlü türlü yolda olan topluluklardık
Cin 12
(Kuran) Yeryüzünde kalsak da Allah'ı aciz bırakamıyacağımız, başka yere kaçsak da, O'nu aciz kılamayacağımız gerçeğini şüphesiz anladık
Cin 13
(Kuran) Şüphesiz, doğruluk rehberi olan Kuran'ı dinlediğimizde ona inandık; kim Rabbine inanırsa, o, ecrinin eksiltileceğinden ve kendisine haksızlık edileceğinden korkmaz
Cin 14
(Kuran) İçimizde, kendini Allah'a vermiş olanlar da, yazık edenler de vardır. Kendini Allah'a veren kimseler, işte onlar, doğru yolu arayanlar, ona layık olanlardır
Cin 15
(Kuran) Kendilerine yazık edenlere gelince; onlar, cehennemin odunları oldular
Cin 18
(Kuran) Mescidler şüphesiz Allah'ındır, öyleyse oralarda Allah'a yalvarırken başkasını katmayın
Cin 19
(Kuran) Allah'ın kulu Muhammed, O'na yalvarmak, namaz kılmak için kalkınca, nerdeyse, çevresinde keçeleşirler, birbirlerine girerlerdi. *
Cin 20
(Kuran) De ki: "Ben sadece Rabbime yalvarırım ve O'na kimseyi ortak koşmam
Cin 21
(Kuran) De ki: "Ben size zarar vermeye de iyilik yapmaya da kadir değilim
Cin 22
(Kuran) De ki: "Beni kimse Allah'a karşı savunamaz ve ben O'ndan başka bir sığınak bulamam
Cin 23
(Kuran) Benim yaptığım yalnız, Allah katından olanı, O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Allah'a ve peygamberine kim karşı gelirse ona, içinde sonsuz ve temelli kalınacak cehennem ateşi vardır
Cin 24
(Kuran) Sonunda, kendilerine söz verileni gördükleri zaman, kimin yardımcısının daha güçsüz va sayısının daha az olduğunu bileceklerdir
Cin 25
(Kuran) De ki: Size söz verilen yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun süreli mi kılmıştır ben bilmem
Cin 26
(Kuran) Görülmeyeni bilen Allah, görülmeyene kimseyi muttali kılmaz
Cin 3
(Kuran) Doğrusu Rabbimizin yüceliği her yücelikten üstündür. O, zevce ve çocuk edinmemiştir
Cin 4
(Kuran) Doğrusu aramızdaki beyinsiz, Allah'a karşı yalanlar uyduruyordu
Cin 5
(Kuran) Doğrusu insaların ve cinlerin Allah'a karşı yalan uydurabileceklerini sanmazdık
Cin 6
(Kuran) Gerçekten, bir takım insanlar, cinlerin bir takımına sığınırlardı da onların azgınlıklarını artırırlardı
Cin 7
(Kuran) Doğrusu, onlar da sizin, Allah'ın kimseyi yeniden diriltmeyeceğinizi sandığınız gibi sanıda bulunmuşlardı
Cin 8
(Kuran) Doğrusu biz göğü yokladık; onu sert bekçiler ve kayan ateşlerle doldurulmuş bulduk
Cin 9
(Kuran) Doğrusu biz, göğün dinleyebileceğimiz bir yerinde otururduk; ama şimdi kim dinleyecek olsa, kendisini gözleyen bir ateş buluyor
cin darısı
Cin mısırı
cin fikirli
Çok anlayışlı, çok kurnaz, zeki
cin mısırı
Bir tür ufak taneli mısır, cin darısı
kızıl cin
(Astronomi) Fırtına bulutlarının üstünde ve yaklaşık 95km seviyesinde yıldırım esnasında, nötr azot moleküllerden geçen elektrik akımı sonucu birkaç milisaniyede oluşan, kırmızımsı-turuncu renkte parlak, plazma benzeri parıltılar
Cin
yel
Cin
ardıç rakısı
Cin
ecinni
TA'CİN
(Osmanlı Dönemi) (Acn. dan) Hamur yapma, yoğurma, hamur hâline getirme
cinler
(Osmanlı Dönemi) cânn
Kurdisch - Türkisch

Definition von ci̇n im Kurdisch Türkisch wörterbuch

cin
cin
Englisch - Englisch

Definition von ci̇n im Englisch Englisch wörterbuch

cin
Convective INhibition A measure of the amount of energy needed in order to initiate convection Values of CIN typically reflect the strength of the cap They are obtained on a sounding by computing the area enclosed between the environmental temperature profile and the path of a rising air parcel, over the layer within which the latter is cooler than the former (This area sometimes is called negative area )
cin
Customer Information Note
cin
Function which tells the system to input data in the standard-input stream (stdin), used with the extraction operator See also: cerr, cout
cin
in C++ stream I/O, the standard input stream
cin
Community Information Network; formerly called Missouri Express
Türkisch - Englisch

Definition von ci̇n im Türkisch Englisch wörterbuch

cin
gin

The woman downed the gin and lime that was served in one swallow. - Kadın servis edilen cin ve limonu bir yudumda mideye indirdi.

I'd like a gin and tonic. - Bir cin tonik istiyorum.

cin
elf
cin
(Din) jinn
cin
demon

A terrible demon lives in the forest. - Ormanda korkunç bir cin yaşar.

Tom believes that there are good and evil demons. - Tom iyi ve kötü cinler olduğuna inanır.

cin
goblin

I don't believe in ghosts and goblins. - Ben hayaletlere ve cinlere inanmıyorum.

cin
gin (alcoholic drink)
cin
puck
cin
Geneva
cin
clever person
cin
hobgoblin
cin
genie, demon, elf, spirit, goblin; (içki) gin
cin
Hollands
cin
white satin
cin
sprite
cin
genie

The genie was sucked into the magic lamp. - Cin sihirli lambaya emildi.

The genie asked Tom to make three wishes. - Cin, Tom'un üç dilek dilemesini istedi.

cin
gnome

Gnomes live in this forest. - Cinler bu ormanda yaşıyor.

cin
jinnee
cin
hob
cin
gremlin
cin çıkarmak
exorcize
cin gibi
shrewd
cin 3
gin 3
cin fikirli
wily
cin fikirli
astute
cin gibi
astute
cin gibi
quick-witted
cin gibi
as fresh as paint
cin gibi
clever
cin gibi
wide awake
cin gibi
impish
cin gibi
gnomish
cin gibi
elvish
cin gibi
arch
cin gibi
elfin
cin gibi
puckish
cin gibi
sharp-witted
cin gibi çocuk
elf
cin gibilik
shrewdness
cin gibilik
astuteness
cin ile yapılan bir kokteyl
gimlet
cin tonik rica ediyorum
I'll have a gin and tonic
cin çarpması
possession
cin çarpmış gibi
like a man possessed
cin çarpmış kimse
energumen
cin çarpmışa dönmek
to in a terrible state, to be shocked
cinler
genii
ayrıntı çekimi cin
close-up
cin
bogey
cin
bogy
cin
djinn
cin
bogie
cin
devil
cin
evil

Tom believes that there are good and evil demons. - Tom iyi ve kötü cinler olduğuna inanır.

Cinderella had two evil stepsisters. - Cinderella'nın iki aşağılık üvey kız kardeşi vardı.

cinler
elves

Elves have a strong connection to nature. - Cinlerin doğayla güçlü bir bağlantısı vardır.

cin
daemon
cin
spirit
cin
ghoul
kızıl cin
(Astronomi) Red sprite; Red sprites appear as luminous reddish-orange, plasma-like flashes, that occur above thunderstorms into atmosphere about 95km altitude. They occur when there is an electrical discharge on neutral nitrogen molecules in a lightning storm
cin
rut
cin
familiar
cin
genius
cin
{i} jinni
cin
arrack
cin
bogle
cinler
jinn

One day, Mary showed Tom her true form. She was one of the jinn. - Bir gün, Mary Tom'a gerçek formunu gösterdi. O cinlerden biriydi.

cinler
spirit able to supernaturally influence mankind (Islamic Mythology)
cinler
wee
cüce cin
goblin
cüce cin
leprechaun
dağınık ışık cin
borderlight
dizi film cin
serial, serialized film
dublaj yapmak cin
to dub
dudak eşlemesi cin
coordination of dubbed sound to lip movements
film oynamak cin
(for a movie) to play, be shown
film oynatmak cin
to play a movie, show a film
in cin top oynamak
(for a place) to be completely deserted: Sokakta in cin top oynuyordu. The street was completely deserted
in misin, cin misin?
Are you a person or are you a jinni? (phrase often used in Turkish fairy tales)
kaydırma yapmak cin
to dolly
koruyucu cin
guardian spirit
kötü adam cin
heavy, bad man, villain
optik kaydırma cin
zoom
uçak kazasına neden olduğuna inanılan minik cin
gremlin
yaramaz ve gürültücü cin
poltergeist
ırlanda masal kahramanı cüce cin
leprechaun
şakacı cin
sprite
şişeye kapatılmış cin
bottle imp