Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Sen seçilmiş birisin.
- You are the chosen one.
O, takımın bir üyesi olarak seçildi.
- He was chosen to be a member of the team.
Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.
- The president of the republic is chosen by the people.
O, seçilenler arasındaydı.
- He was among those chosen.
Seçilmek istemiyorum.
- I don't want to be chosen.
O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.
- She had to choose her words carefully.
Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
Beğendiğin herhangi bir kitabı seçebilirsin.
- You may choose any book you like.
Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
- You may choose any of them.
Mutfağı boyamak için bir renk seçmenin bu kadar zor olduğunu asla düşünmemiştim.
- I never thought it'd be this hard to choose a color to paint the kitchen.
O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.
- She had to choose her words carefully.
İş için kimi seçeceğine karar vermek sana kalmış.
- It rests with you to decide whom to choose for the job.
Çeviri için teşekkürler. Ama başka bir bayrak seçiniz!
- Thanks for the translation. But please choose another flag!
Sen seçilmiş birisin.
- You are the chosen one.
I chose a nice, ripe apple from the bowl.
I need to pick out a Purim costume.
- I need to choose a costume for Purim.
He was chosen as president in 1990.
I need to pick out a Purim costume.
- I need to choose a costume for Purim.
... putting into the index, and the websites have chosen to ...
... discovered and chosen to tell each other in all of this ...