Dilenciler seçici olamaz.
- Beggars can't be choosers.
Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
Şapkasını seçmek uzun zaman aldı.
- She took a long time to choose her hat.
İstediğinizi seçebilirsiniz.
- You may choose what you like.
Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
- You may choose any of them.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.
- She had to choose her words carefully.
İş için kimi seçeceğine karar vermek sana kalmış.
- It rests with you to decide whom to choose for the job.
Çeviri için teşekkürler. Ama başka bir bayrak seçiniz!
- Thanks for the translation. But please choose another flag!
I chose a nice, ripe apple from the bowl.
I need to pick out a Purim costume.
- I need to choose a costume for Purim.
He was chosen as president in 1990.
I need to pick out a Purim costume.
- I need to choose a costume for Purim.