choate

listen to the pronunciation of choate
Englisch - Türkisch

Definition von choate im Englisch Türkisch wörterbuch

complete
{f} tamamlamak

Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı. - He needed more time to complete the task.

Proje tamamlamak için 2000 adam-sat gerektiriyor. - The project will require 2000 man-hours to complete.

complete
{s} tam

Hepsi bununla tamamlandı. - All is completed with this.

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

complete
eksiksiz

Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir. - The procedure must be executed correctly and completely.

Sami polislere eksiksiz bir sahte hikaye anlattı. - Sami told cops a complete fake story.

complete
{f} doldurmak
complete
{f} yerine getirmek
complete
{f} tamamla: adj.tamam
complete
{s} tamamı

Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu. - My uncle has completely recovered from his illness.

Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

complete
tam olma hali
complete
completeness bütünlük
complete
bitev
complete
tam, bitirmek, tamamlamak tam
complete
katıksız
complete
tümlemek
complete
(Bilgisayar) tamamlandı

Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı. - After months of negotiations, the peace treaty was completed.

Hepsi bununla tamamlandı. - All is completed with this.

complete
tamamlama

Yazdan önce onu tamamlamalıydım. - I should have completed it before summer.

Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar. - Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.

complete
{s} tamamlanmış

Albüm önümüzdeki Temmuz ayına kadar tamamlanmış olacak. - The album will have been completed by next July.

Ben gelmeden önce iş tamamlanmıştı. - The work had been completed before I arrived.

complete
(Bilgisayar) tamamlamak tam
complete
sonunu getirmek
complete
tekmillemek
complete
{s} iyice
Englisch - Englisch
American politician who served as a U.S. representative (1831-1834) and senator (1841-1845) from Massachusetts. His son Joseph Hodges Choate (1832-1917) was ambassador to Great Britain (1899-1905)
complete
choate
Favoriten