chief, principal, important, vast, wide

listen to the pronunciation of chief, principal, important, vast, wide
Englisch - Türkisch

Definition von chief, principal, important, vast, wide im Englisch Türkisch wörterbuch

main
{s} başlıca

Japonya'nın başlıca adaları Hokkaido, Shikoku, Honshu ve Kyushu'dur. - The main islands of Japan are Hokkaido, Shikoku, Honshu and Kyushu.

Fosil yakıtlar küresel ısınmanın başlıca nedenleridir. - Fossil fuels are the main causes of global warming.

main
asıl

Asıl sorun ne zaman başlanacağıdır. - When to start is the main problem.

Fransızca öğrenmek için asıl nedenin nedir? - What's your main reason for studying French?

main
ana

Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir. - In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food.

İranlılar ana yemeği yoğurt ile yerlerdi. - Iranians used to eat main meal with yoghurt.

main
(Bilgisayar) ana ana
main
esasen
main
(Bilgisayar) ana grup

Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar. - In the middle of the tour, they became separated from the main group.

main
en önemli

Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır. - The main thing I'm worried about is that I'm not worried.

main
{i} kuvvet
main
ana Ana / Asıl / Ana grup
main
ana main bearing ana yatak
main
Main Street bir kasabanın çarşı caddesi
main
main deckbaş güverte
main
(İnşaat) ana, esas
main
{i} zor

Birinin ününü sürdürmek zordur. - It is hard to maintain one's reputation.

Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum. - I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.

main
gerektiren sebepler
main
(isim) ana boru, deniz, okyanus, zor, kuvvet, horoz dövüşü
main
(Tıp) Bakınız: Hand
main
{i} okyanus

Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur. - The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.

Englisch - Englisch
{a} main
chief, principal, important, vast, wide
Favoriten