Biz çay üzerine sohbet ediyorduk.
- We were chatting over tea.
Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
- We sang, danced and chatted after dinner.
Tom'la muhabbet etmeye gidelim.
- Let's go have a chat with Tom.
Hadi, sobanın etrafında oturalım ve muhabbet edelim.
- Let's sit around the stove and have a chat.
Seninle konuşmak güzeldi.
- It was really nice chatting with you.
Konuşmaya devam ettik.
- We continued chatting.
Sizinle e-posta ile sohbet etmek istiyorum.
- I would like to chat with you by e-mail.
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
- She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
Biliyorsun, geçen gün sokakta onunla karşılaştık, biz konuşmak için durduk.
- You know, I came across him in the street the other day, we stopped to chat.
Konuşmak yerine çalışın!
- Work instead of chatting!
Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
- We sang, danced and chatted after dinner.
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
- She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
Do you want to chat online later?.