Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
- José showed himself to be a person of bad character.
Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
- One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
O kişilikli bir insandır.
- He is a man of character.
O çok iyi kişilikli bir adamdır.
- He's a man of very good character.
Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.
- These are characteristics of the spoken language.
Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.
- The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.
Sen kötü bir insan sarrafısın.
- You're a terrible judge of character.
O kişilikli bir insandır.
- He is a man of character.
O kişilikli bir insandır.
- He is a man of character.
Kişiliğini tamamen değiştirdi.
- She has totally changed her character.
Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır.
- The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters.
O çok iyi kişilikli bir adamdır.
- He's a man of very good character.
Kişiliğini tamamen değiştirdi.
- She has totally changed her character.
n harfi küçük bir harftir.
- The letter n is a lower-case character.
The great mass of American citizens estimate us, as being a characterless and purposeless people ; and hence we hold up our heads, if at all, against the withering influence of a nation's scorn and contempt.
We saw a shady character slinking out of the office with some papers.
He is quite a character.
- He's quite a character!
I'm already able to write Chinese characters.
- I am already able to write Chinese characters.