Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
- One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.
- The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character.
Onda kişilik sorunu var.
- She has a character defect.
Tom tipik bir kişilik.
- Tom is quite a character.
Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
- The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
- Japan has many different characteristics.
O kişilikli bir insandır.
- He is a man of character.
O iyi bir insan sarrafı.
- He's a good judge of character.
O çok iyi kişilikli bir adamdır.
- He's a man of very good character.
Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
- José showed himself to be a person of bad character.
Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır.
- The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters.
Kişiliğini tamamen değiştirdi.
- She has totally changed her character.
O çok iyi kişilikli bir adamdır.
- He's a man of very good character.
n harfi küçük bir harftir.
- The letter n is a lower-case character.
We saw a shady character slinking out of the office with some papers.
I'm already able to write Chinese characters.
- I am already able to write Chinese characters.
He is quite a character.
- He's quite a character!
... Many of the opportunities characterized today, and the ...