chance, accident, a misfortune

listen to the pronunciation of chance, accident, a misfortune
Englisch - Türkisch

Definition von chance, accident, a misfortune im Englisch Türkisch wörterbuch

hap
şans

Bilirsin çok şanslısın! Böyle bir şey bir ömür boyu sadece bir kez olur. - You're very lucky you know! A such thing happen only once in a lifetime.

Araba çocuğa çarptığında şans eseri karşılaştım. - I happened along when the car hit the boy.

hap
{f} olmak

Tom'un mutlu olmak için kesinlikle çok şeyi var. - Tom certainly has a lot to be happy about.

Bir sorununuz varsa, size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. - I'd be happy to help you if you're having trouble.

hap
tesadüf

Tesadüfen arkadaşımın uzakta yürüdüğünü gördüm. - It happened that I saw my friend walking in the distance.

Tesadüfen istasyonda öğretmenimi gördüm. - It happened that I saw my teacher at the station.

hap
rastlantı
hap
{f} rastgelmek
hap
{f} rastlamak
hap
{f} tesadüf etmek
hap
baht
hap
{f} meydana gelmek

O, meydana gelmek zorunda değildi. - That didn't have to happen.

Englisch - Englisch
{n} hap
chance, accident, a misfortune
Favoriten