cevher

listen to the pronunciation of cevher
Türkisch - Englisch
ore
quintessence
tub
goodness
precious thing or person
ability, capability, competence, capacity; talent; aptitude
precious stone, gem
essence, substance, heart
phil. substance
jewel; essence
(psychological) make-up, substance, or constitution (of a person)
jewel, gem; ore; ability, capacity; essence, substance
moment
gem
{i} essence
element
{i} jewel
atom
cevher artığı
(Coğrafya) tailing
cevher hazırlama
ore dressing
cevher işleme
(Madencilik) ore-dressing
cevher kütlesi
(Jeoloji) ore body
cevher mineralleri
(Madencilik) ore mineral
cevher rezervi
(Madencilik) ore reserve
cevher tabakası
(Madencilik) ore bed
cevher yatakları
(Madencilik) ore deposit
cevher zenginleştirme
(Madencilik) ore dressing
cevher akış devresi
(Madencilik) ore flow circuit
cevher arama
(Madencilik) ore prospecting
cevher arıtılması
(Madencilik) ore treatment
cevher ayrıştırma makinesi
(Madencilik) jigging machine
cevher ayırıcı
(Madencilik) ore separator
cevher biriktirme sahası
(Madencilik) ore stock yard
cevher damarı
(Madencilik) ore vein
cevher damarı eğimi
(Madencilik) ore vein dip
cevher daykı
(Jeoloji) ore dyke
cevher derecesi
(Jeoloji) ore grade
cevher değerlendirmesi
(Madencilik) benefication of ore
cevher eleği
(Madencilik) mesh tray
cevher eritme fırını
roaster
cevher gemisi
ore carrier
cevher geçişi
(Madencilik) ore pass
cevher jenezi
(Jeoloji) ore genesis
cevher kalsifikasyonu
(Madencilik) ore sorting
cevher kalsifikasyonu
(Madencilik) ore sizing
cevher kontrolü
(Jeoloji) ore control
cevher kümeleme
(Madencilik) ore sizing
cevher kümeleme
(Madencilik) ore sorting
cevher magması
(Jeoloji) ore magma
cevher mikroskobisi
(Jeoloji) ore microscopy
cevher mikroskobu
(Jeoloji) ore microscope
cevher mıntıkası
(Jeoloji) ore district
cevher oluşturan akışkan
(Madencilik) ore-forming fluid
cevher rezervlerinin hesabı
calculation of ore reserves
cevher silosu
(Madencilik) ore storage bunker
cevher stok alanı
(Madencilik) ore stockpile area
cevher taşıma
(Madencilik) ore haulage
cevher taşıyıcı
(Askeri) ore carrier
cevher tenörü
(Madencilik) grade of ore
cevher yatağı
ore deposit
cevher yumurtlamak
to scatter some pearls of wisdom (said sarcastically of someone who is speaking nonsense)
cevher üretimi
(Madencilik) ore production
cevher/akaryakıt gemisi
(Askeri) are/oil carrier
cevherler
(Madencilik) ores
eritilmiş (cevher)
smelted
basit cevher
monad
beyaz cevher
white substance
feder cevher
(Jeoloji) feather ore
fosil cevher
(Jeoloji) fossil ore
kavrulmuş cevher
roasted ore
lave cevher
jigged ore
tavuklanmış cevher
picked ore
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Yalnız noktalı harflerin ebcedîsi hesab edilerek yazılan manzum tarih
(Osmanlı Dönemi) Edb: Noktalı harf
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin özü, esası
(Osmanlı Dönemi) Kıymetli taş
(Osmanlı Dönemi) Harflerin noktası
(Osmanlı Dönemi) Fls: Varlığı kendinden olan, var olmak için kendi dışında başka birşeye muhtaç olmayan varlık. Allah'a inanan filozoflar iki çeşit cevher kabul etmişlerdir. Yaratıcı cevher, Allah. Yaratılmış cevher, madde, ruh. Allah'ı cevher olarak vasıflandırmak noksan bir anlayıştır. Çünkü cevher Allah'ın sıfatlarından "kıyam-ı binefsihi: va
(Osmanlı Dönemi) Çelik üzerindeki nakış
öz, maya
Değerli süs taşı, mücevher. İyi yetenek: "Avrupa aristokratı, cevheri tükenmeye yüz tutmuş bir insandır."- P. Safa
Bir şeyin özü, maya, gevher: "Şu kuvvetin, cevherin sırrını öğrenmek için soruyorum."- S. F. Abasıyanık
Bir şeyin özü, maya, gevher
(Osmanlı Dönemi) asıl, temel, kök, kıymetli taş
Töz
İyi yetenek
Değerli süs taşı, mücevher
gevher
Cevherler
(Osmanlı Dönemi) ENFAS
fakir cevher
İçindeki madenin oranı düşük olan maden cevheri
cevher
Favoriten