cevap veren

listen to the pronunciation of cevap veren
Türkisch - Englisch
responder
satisfying
responsive
answering
respondent
cevap ver
come in
cevap ver
answer for

I answer for her honesty. - Onun dürüstlüğü için cevap veriyorum.

Tom has a lot to answer for. - Tom cevap vermek için çok şeye sahip.

cevap ver
{f} reply

She didn't reply to my letter. - O, mektubuma cevap vermedi.

I'm sorry that I didn't reply sooner. - Daha kısa sürede cevap vermediğim için üzgünüm.

cevap ver
answered

I called his office again and again, but no one answered. - Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.

Tom kept trying to call Mary, but she never answered her phone. - Tom Mary'yi aramak için uğraşmaya devam etti, ama o hiçbir zaman telefonuna cevap vermedi.

cevap ver
{f} answer

He'll answer your letter soon. - Yakında mektubuna cevap verecek.

Larry Ewing doesn't answer me. - Larry Ewing bana cevap vermiyor.

cevap veren
Favoriten