Tom dared Mary to do that.
- Tom Mary'yi bunu yapması için cesaretlendirdi.
Tom dared me to do it.
- Tom onu yapmam için cesaretlendirdi.
He encouraged me to try again.
- Onu tekrar denemem için beni cesaretlendirdi.
She was encouraged by the news.
- O, haber tarafından cesaretlendirildi.