Let's not discourage him. - Onun cesaretini kırmayalım.
Let's not discourage him.
Onun cesaretini kırmayalım.
She did not let failure discourage her. - Hatanın onun cesaretini kırmasına izin vermedi.
She did not let failure discourage her.
Hatanın onun cesaretini kırmasına izin vermedi.