Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir insan değildir.
- Prime Minister Koizumi is certainly not a cold-blooded man.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
- Certainly, I like playing cards.
Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
- Properly used, certain poisons will prove beneficial.
Bu kitap belirli bir değere sahiptir.
- This book has a certain value.
Bizim sınıfta belli bir çocuktan etkileniyorum.
- I am attracted to a certain boy in my class.
Belli bir noktadan sonra her şey biraz daha zor oldu.
- After a certain point, everything became a little more difficult.
Tom kesinlikle takımındaki herhangi biri kadar çok çalışıyor.
- Tom certainly works as hard as anyone else on his team.
Ben herhangi bir hata yapmadığımdan oldukça eminim.
- I'm pretty certain I haven't made any mistakes.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly looks confident.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly sounds confident.
Tom'un onu yapmayacağından emin olmak bizim işimiz.
- It's our job to make certain Tom doesn't do that.
Tom'un nereye gitmesi gerektiğini bildiğinden emin olmak zorundayım.
- I have to make certain Tom knows where he needs to go.
O, oyunu mutlaka kazanacak.
- He is certain to win the game.
Çeviri bir kadın gibidir. Güzelse güvenilir değildir. Güvenilirse kesinlikle güzel değildir.
- Translation is like a woman. If it is beautiful, it is not faithful. If it is faithful, it is most certainly not beautiful.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
Sami, Leyla'nın ölümü için kimin sorumlu olduğunu bildiğinden emindi.
- Sami was certain he knew who was responsible for Layla's death.
Bu maçı kimin kazanacağı hala belli değil.
- It's still not certain who's going to win this match.
Sadece üç saat uyuduysan, kesinlikle sınavda iyi yapmayacaksın.
- If you’ve only slept for three hours, you certainly won’t do well in the exam.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
- Certainly, I like playing cards.
Bazı çevreler aynı şeyi ısrarla söyleyip duruyorlar.
- Certain circles keep saying the same thing insistently.
Bazı temel kuralları bilmeden iletişim kuramazsın.
- You can't communicate without a basic understanding of certain rules.
Muayyen dillere çevirisi anlamsız olan cümleler vardır ve bu yüzden, sakınılması gerekir.
- There are sentences whose translation into certain languages is senseless and, therefore, should be avoided.
Certain people are good at playing (contract) bridge.
I certainly didn't plan doing on that.
- I certainly didn't plan to do that.
It's certainly feasible.
- It is certainly feasible.
... Or I couldn't go hang out with certain people because they ...
... >>Doctorow: So, it makes a certain amount of sense to me. I think you're describing ...