certain in one's knowledge or belief

listen to the pronunciation of certain in one's knowledge or belief
Englisch - Türkisch

Definition von certain in one's knowledge or belief im Englisch Türkisch wörterbuch

sure
elbette

Buradan çıktığıma elbette memnun olacağım. - I'll sure be glad to get out of here.

Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz. - If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries.

sure
soruşturmak
sure
kuşkusuz
sure
bayağı

Tom bugünkü sınavı geçeceğinden bayağı emin. - Tom is pretty sure that he'll pass today's exam.

sure
muhakkak

Muhakkak birine söyledin. - Surely you told somebody.

Sen bunu bana anlatan ilk kişi değilsin, muhakkak son kişide değilsin. - You're not the first person to tell me that, and surely you're not the last.

sure
sağlam

Beni kimsenin izlemediğini sağlama bağladım. - I made sure no one was following me.

Ben sadece sağlama bağlıyorum. - I'm just making sure.

sure
mutlak

Gece beni mutlaka ara. - Be sure and call me tonight.

Saat üçte mutlaka gel. - Be sure to come at 3.

sure
kesinlikle

Hayalinin gerçekleşeceği gün kesinlikle gelecek. - The day will surely come when your dream will come true.

Esperanto kesinlikle çok büyük bir zaman kaybı! - Esperanto is surely an enormous waste of time!

sure
şüphesiz

Şüphesiz onlara yardım etmek istiyoruz. - We'd sure like to help them.

Şüphesiz Tom bunun farkında. - Surely Tom is aware of that.

sure
güvenilir

Bu bilginin güvenilir olduğundan emin misin? - Are you sure this information is reliable?

Tom elektronik sigara içmenin sigara içmekten daha güvenilir olduğunu düşünüyor ama Mark o kadar emin değil. - Tom thinks that vaping is safer than smoking cigarettes, but Mary's not so sure.

sure
(İnşaat) emin, kati, keskin
sure
metin
sure
sahiden
sure
be sure dikkat etmek
sure
sıkı bağlayan
sure
{s} kesin, muhakkak: It's
sure
kati

Keşke bunu kati olarak söyleyebilsem. - I wish I could say for sure.

sure
sabit
sure
müspet
Englisch - Englisch
sure
certain in one's knowledge or belief

    Silbentrennung

    cer·tain in one's knowl·edge or be·lief

    Türkische aussprache

    sırtın în wʌnz nälıc ır bîlif

    Aussprache

    /ˈsərtən ən ˈwənz ˈnäləʤ ər bəˈlēf/ /ˈsɜrtən ɪn ˈwʌnz ˈnɑːləʤ ɜr bɪˈliːf/
Favoriten