cepten

listen to the pronunciation of cepten
Türkisch - Englisch
out of pocket
Lacking funds, or suffering a loss

After three races he was £10 out of pocket.

Of or pertaining to the spending of cash rather than using credit

I had lots of out-of-pocket expenses.

out of reach
{s} low on cash; having lost or earned money in a transaction
cep
pocket

Ben put his hands in his pockets. - Ben ellerini ceplerine koydu.

He put his hands in his pockets. - O ellerini ceplerine koydu.

cepten vermek
to pay (money) out of one's own pocket
cepten çıkan
out of pocket
cepten çıkmış masraflar
out of pocket expenses
cepten ödemek
pay out of pocket
cep
lay-by
cep
(Askeri) reentrant
cep
(Bilgisayar) mobile

Do you have a mobile phone? - Cep telefonunuz var mı?

You should turn off the mobile phone. - Cep telefonunu kapatmalısın.

cep
passing
cep
waiting by
cep
(Bilgisayar) mob

You should turn off the mobile phone. - Cep telefonunu kapatmalısın.

His mobile phone produced radio emissions that interfered with other phones. - Onun cep telefonu, diğer telefonları engelleyen radyo emisyonu üretti.

cep
cell

Do you have a cellphone? - Senin cep telefonun var mı?

I need to charge my cellphone. - Cep telefonumu şarj etmeliyim.

cep
cubby
cep
lay by
cep
pouch
cep
turnout, Brit. lay-by
cep
pocket; lay-by, rest stop
cep
vest pocket
mesaj atmak (cepten)
send a text message
Türkisch - Türkisch

Definition von cepten im Türkisch Türkisch wörterbuch

cep
Trafiği kolaylaştırmak için yaya kaldırımlarında veya yollarda yapılan cep biçimindeki taşıt yanaşma yeri
cep
Savaş alanının bir yerinde düşmanın geriletilmesiyle ortaya çıkan taktik duru
cep
Savaş alanının bir yerinde düşmanın geriletilmesiyle ortaya çıkan taktik durum, çökertme
cep
Genellikle bir şey koymaya yarayan, giysinin belli bir yeri açılarak içine yerleştirilen astardan yapılmış torba veya giysinin üzerine konulan parça: "Ellerin ceplerinde, kapıdan kapıya gidip geliyor."- M. Ş. Esendal
cep
Cep telefonu
cep
Genellikle bir şey koymaya yarayan, giysinin belli bir yeri açılarak içine yerleştirilen astardan yapılmış torba veya giysinin üzerine konulan parça
cep
Trafiği kolaylaştırmak için yaya kaldırımlarında veya yollarda yapılan taşıt yanaşma yeri
cep
Belirtisiz isim tamlaması yapısında, tamlayan görevinde "cebe sığabilecek boyda" anlamını verir
cep
Sahne ile seyircinin yakın ilişkide olduğu ve az sayıda kiş alan tiyatrolara verilen ad
cep
çökertme
Englisch - Türkisch

Definition von cepten im Englisch Türkisch wörterbuch

CEP
(Askeri) kablo giriş paneli; dairevi hata ihtimali; Orta Avrupa Boru Hattı (cable entrance panel; circular error probable)
cepten
Favoriten