Osaka'dan Los Angeles'a molasız uçtuk.
- We flew nonstop from Osaka to Los Angeles.
Bu tren Nagoya'ya direkt gider.
- This train runs nonstop to Nagoya.
Ben sadece durmadan uçuşlarla ilgileniyorum.
- I'm only interested in nonstop flights.
Tom üç saat boyunca durmadan konuştu.
- Tom spoke nonstop for three hours.
Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.
- Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment.
Üç gündür kesintisiz yağmur yağıyor.
- It has been raining nonstop for three days.
Tom tam bir saat boyunca kesintisiz konuştu.
- Tom talked nonstop for a full hour.