Tom won't be easily dissuaded. - Tom kolayca caydırılmayacak.
Tom won't be easily dissuaded.
Tom kolayca caydırılmayacak.
I tried to dissuade a friend of mine from getting married. - Benim bir arkadaşımı evlenmekten caydırmaya çalıştım.
I tried to dissuade a friend of mine from getting married.
Benim bir arkadaşımı evlenmekten caydırmaya çalıştım.