cause of misery; calamity; misfortune

listen to the pronunciation of cause of misery; calamity; misfortune
Englisch - Türkisch

Definition von cause of misery; calamity; misfortune im Englisch Türkisch wörterbuch

misery
{i} ızdırap

Yaşam büyük bir ızdırap. - Life is a great misery.

misery
çok kötü bir durum
misery
perişanlık
misery
çok acı bir durum
misery
ıstırap
misery
mutsuzluk
misery
dert
misery
{i} hınzır
misery
{i} İng. hep şikâyet eden kimse
misery
{i} acı

Tom acısına son vermek için yaralı atı vurdu. - Tom shot the injured horse to put it out of its misery.

Onun acısı yalnızca gösteriş içindi. - Her misery was only for show.

misery
bedbahtlık
misery
{i} sefalet

Şansızlık ve sefalet seni tehdit etti. - Misfortune and misery threaten you.

Onlar sefalet içinde yaşıyorlar. - They are living in misery.

misery
{i} yoksulluk
misery
eziyet
Englisch - Englisch
misery
cause of misery; calamity; misfortune
Favoriten