Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.
Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
- There may be a killer who looks harmless in any social network.
Tom'un niyeti zarar vermek değildi.
- Tom didn't mean any harm.
Çevreye daha az zarar vermek istiyoruz.
- We want to harm the environment less.
O iyilikten daha çok kötülük yaptı.
- It did more harm than good.
O iyilikten çok kötülük yapar.
- It does more harm than good.