Yolu geçerken dikkat etmelisin.
- You must take care when you cross the road.
Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
- If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
Sadece en iyi malzemeleri kullanmak için büyük özen gösterilmiştir.
- Great care has been taken to use only the finest ingredients.
Tom büyük özenle kalktı.
- Tom rose with great care.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
- The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Bununla tek başına ilgilenmek zorunda kalacaksın.
- You're going to have to take care of this by yourself.
İlgilenmek için kendi sorunlarım var.
- I've got my own problems to take care of.
Onun hiçbir kaygısı yok.
- He is free from care.
Birkaç kişi kaygısız.
- Few people are free from cares.
Bebekle kim ilgilenecek?
- Who will take care of the baby?
İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
- A good workman always takes care of his tools.
Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.
- Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
Benimle ilgilenmene ihtiyacım yok.
- I don't need you to take care of me.
Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
- I wonder if you have ever really cared for me.
Merak etmeyin. Onunla ilgileneceğim.
- Don't worry. I'll take care of that.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Tom hakkında endişelenme. O kendine bakabilir.
- Don't worry about Tom. He can take care of himself.
Onlar sağlık hizmetleri için bir yasa tasarısı hazırladılar.
- They've written a bill for health care.
O iç tasarımda kariyerine devam etmektedir.
- She is pursuing her career in interior design.
Diğer insanların düşündükleri kimin umurunda?
- Who cares about what other people think?
Tom'un ne dediği kimin umurunda?
- Who cares what Tom says?
Young children can learn to care for a pet.
Would you care to dance?.
Care should be taken when holding babies.
I don't care what you think.
dental care.
in care.
Than Feraunte his cosyn had grete care and cryed full lowde .
I don't have a care in the world.
... It cannot be one to many because then nobody cares. ...
... his family, cares about his faith. But I also believe that when he said behind closed doors ...