O, keki altı parçaya kesti ve çocuklardan her birine bir tane verdi.
- She cut the cake into six pieces and gave one to each of the children.
Fikrimi destekleyecek birkaç tane kanıtım var.
- I have a couple of pieces of evidence to support my opinion.
Bu sanat eseri gerçekten paha biçilmezdir.
- This piece of art was really priceless.
O, seramik eser yaparak zengin oldu.
- She became rich by making ceramic pieces.
Ben üç parça mobilya satın aldım.
- I bought three pieces of furniture.
Bana iki parça tebeşir ver.
- Give me two pieces of chalk.