O, yurtdışında eğitim yapabilmek için çok çalışıyor.
- He works hard so that he can study abroad.
Çok fazla fasulye yedim ve şimdi popom ötmeyi durduramıyor.
- I ate too many beans and now my backside cannot stop singing.
O, caddedeki teneke kutuları topladı.
- He picked up cans in the street.
Tom teneke kutuların birini aldı, onu açtı ve bir yudum aldı.
- Tom picked up one of the cans, opened it, and took a sip.
Biz ABD'ye hayır diyebilir miyiz?
- Can we say no to the USA?
Büyük Kanyon ABD'deki en popüler yerlerden biridir.
- The Grand Canyon is one of the most popular places in the USA.
Kovanda sadece tek bir kraliçe olabilir.
- There can be only one queen in the hive.
Biz sadece Tom'u kovamayız.
- We can't just fire Tom.
Tom'u kovmaktan daha iyi bir şey istemiyorum ama bunu yapamıyorum.
- I'd like nothing better than to fire Tom, but I can't do that.