Yeni hükümetin malî sorunları var.
- The new government has financial troubles.
Onların sorunlarıyla ilgili yapacak bir şeyim yok.
- I have nothing to do with their troubles.
Başı dertte iken benden yardım istedi.
- She asked me for help when she was in trouble.
O her zaman başı dertte olan insanlara yardım etmeye hazırdı.
- She was always willing to help people in trouble.
Bana kitabı gönderme zahmetinde bulundu.
- He took the trouble to send me the book.
Zavallı adama yardımcı olmak için zahmete girdi.
- He took the trouble to assist the poor man.
İşle ilgili biraz sorunum var.
- I had some trouble with the work.
Kelime işlemci seni birçok dertten kurtaracak.
- The word processor will save you a lot of trouble.
Bakar bakmaz bir sıkıntısı olduğunu anlamıştım.
- I could tell at a glance that she was in trouble.
Kesinlikle sıkıntılarımız olacak.
- We'll have troubles for sure.
Nefes almada zorluk çekiyorum.
- I've been having trouble breathing.
Sana zorluk çıkarmak istemiyorum.
- I don't want to trouble you.