Kafeterya kendi kendine servis.
- The cafeteria was self-service.
O öğle yemeğini bir kafeteryada yer.
- He eats lunch at a cafeteria.
Bir kafede kahve içiyorum.
- I am drinking coffee at a cafe.
Ben o kafede sık sık kahve içerim.
- I often drink coffee at that cafe.
Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun?
- Do you think that brown hair is very beautiful?
Koyu kahverengi saçları vardı.
- He had dark brown hair.
Sonbaharda yapraklar kahverengileşir.
- The leaves turn brown in the autumn.
... your frame of reference is Starbucks not left cafe and you've got 26 Pia time is ...
... network or an external drive. So I walk into an Internet cafe, and there's an OS running ...