Adımları duyar duymaz onun kim olduğunu biliyordum.
- The moment I heard the footsteps, I knew who it was.
Sami, babasının tıp okulundaki adımlarını takip etmeyi düşündü.
- Sami thought about following in Dad's footsteps at medical school.
Kar, Mustafa'nın herhangi birinin ayak sesini duyabilmesini engelledi.
- The snow impaired Mustafa’s ability to hear anyone’s footsteps.
To walk the footsteps of greatness requires that you start at the bottom of a long stair.