O, tamamen şans eseri Sam ile karşılaştı.
- He met Sam purely by chance.
Şans eseri kayıp kamerasını buldu.
- He found his lost camera by chance.
Onun kardeşiyle tesadüfen dükkânda karşılaştık.
- We met her brother at the shop by chance.
Sorun Tom'un Mary ile karşılaşmayı planladığı mı yoksa tesadüfen karşılaştığı mıdır.
- The question is whether Tom was planning to meet Mary or just met her by chance.