O, tamamen şans eseri Sam ile karşılaştı.
- He met Sam purely by chance.
Şans eseri mağazada Jane ile karşılaştım.
- I met Jane in the department store by chance.
Onun kardeşiyle tesadüfen dükkânda karşılaştık.
- We met her brother at the shop by chance.
Dün bir restoranda onunla tesadüfen tanıştım.
- I met her by chance at a restaurant yesterday.