buzlu

listen to the pronunciation of buzlu
Türkisch - Englisch
icy

Jim slipped on the icy road and got hurt. - Jim buzlu yolda kaydı ve incindi.

If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps. - Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.

on the rocks

On the rocks, please. - Bol buzlu viski, lütfen.

translucent
iced; mixed with ice
on ice
frosty

The night was clear and frosty. - Gece açık ve buzluydu.

mat
iced

Iced tea had got on my shirt. - Buzlu çay gömleğime döküldü.

Would you like some more iced tea? - Biraz daha buzlu çay ister misin?

frosted, icy
iced, icy; (cam) translucent, frosted; (içki) on the rocks
translucent, frosted (glass)
ground
(cam) frosted
frosted
matt
with ice

Tea with ice isn't good without sugar. - Şekersiz buzlu çay iyi değildir.

I don't like to drink water with ice. - Buzlu su içmeyi sevmiyorum.

glacial
frappe
gelid
buzlu cam
frosted glass
buz
ice

Her hands were as cold as ice. - Onun elleri buz kadar soğuktu.

Iced tea had got on my shirt. - Buzlu çay gömleğime döküldü.

buzlu ampul
(Aydınlatma) frosted bulb
buzlu cam
frosted
buzlu içecek
(Gıda) ice slush
buzlu limon
(Gıda) lemon frosted
buzlu sis
(Askeri) town fog
buzlu sis
(Askeri) ice fog
buzlu (içecek)
(Gıda) on the rocks
buzlu bir halde
gelidly
buzlu cam
opaline
buzlu cam
opal glass
buzlu cam
ground glass
buzlu duman
(Meteoroloji) frost smoke
buzlu greyfurt
(Gıda) iced grapefruit
buzlu kahve
iced coffee

I don't like iced coffee, and she doesn't either. - Buzlu kahveyi sevmem, ve o da sevmez.

buzlu konyak
smash
buzlu lamba
(Aydınlatma,Elektrik, Elektronik) frosted lamp
buzlu olma
iciness
buzlu sis
frost fog
buzlu skoç lütfen
scotch on the rocks please
buzlu su
ice water

I want a bottle of ice water. - Bir şişe buzlu su istiyorum.

I poured the wine in a plastic bag and then dipped it in ice water. - Şarabı plastik bir torbaya koydum ve buzlu suya batırdım.

buzlu su
iced water
buzlu su ile soğutma
iced water cooling
buzlu süt
ice milk
buzlu toprak
ground frost
buzlu viski
whisky on the rocks
buzlu yüz
frosting
buzlu çay
iced tea

Iced tea had got on my shirt. - Buzlu çay gömleğime döküldü.

Would you like some more iced tea? - Biraz daha buzlu çay ister misin?

buzlu çay
(Gıda) ice tea
buzlu çay kaşığı
iced tea spoon
buzlu şeker
(Argo) ice block
buzlu şeker
(Argo) icy pole
buzlu şeker
popsicle
buzlu şerbet
frappe
buz
glacial

There are three glacial fjords in Ireland. - İrlanda'da üç tane buzul fiyordu vardır.

buz
icicle

The house has icicles on it. - Bu evin üstünde saçak buzu var.

A man was killed by a falling icicle. - Düşen bir buz saçağı tarafından bir adam öldü.

gezgin buzlu
(Denizbilim) pack ice
buz
cryo
buzlu cam
focusing screen
Buzlu cam
obscure glass
bol buzlu viski
(Gıda) on the rocks
buz
fragmented ice kink
Türkisch - Türkisch
Buz tutmuş, buz bağlamış olan
Buğulanmış gibi olan, saydam olmayan
Buz içinde tutularak, içine buz katılarak soğutulmuş: "Serin bir yerde oturuyor, buzlu şurubunu, buzlu içkisini içiyor."- M. Ş. Esendal
Buz içinde tutularak, içine buz katılarak soğutulmuş
Buğulanmış gibi olan, saydam olmayan: "Kalem odasından buzlu bir camekânla ayrılmış..."- R. N. Güntekin
buzlu cam
Televizyon ekranı
buzlu cam
Saydamlığı giderilmiş cam
Buz
(Osmanlı Dönemi) MESER
Buz
(Osmanlı Dönemi) CELİD
buz
Suyun donarak katı duruma gelmiş hali
buz
Çok soğuk bir etki uyandıran şey veya kimseleri anlatmak için kullanılır
buz
Donarak katı duruma gelmiş su: "Hep kar yağmıştı, her yer buzdu."- T. Dursun K. Çok soğuk bir etki uyandıran şey veya kimseleri anlatmak için kullanılır
buz
Donarak katı duruma gelmiş su
buz
Donmuş su
buzlu
Favoriten