Jim slipped on the icy road and got hurt.
- Jim buzlu yolda kaydı ve incindi.
If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
On the rocks, please.
- Bol buzlu viski, lütfen.
The night was clear and frosty.
- Gece açık ve buzluydu.
Iced tea had got on my shirt.
- Buzlu çay gömleğime döküldü.
Would you like some more iced tea?
- Biraz daha buzlu çay ister misin?
Tea with ice isn't good without sugar.
- Şekersiz buzlu çay iyi değildir.
I don't like to drink water with ice.
- Buzlu su içmeyi sevmiyorum.
Her hands were as cold as ice.
- Onun elleri buz kadar soğuktu.
Iced tea had got on my shirt.
- Buzlu çay gömleğime döküldü.
I don't like iced coffee, and she doesn't either.
- Buzlu kahveyi sevmem, ve o da sevmez.
I want a bottle of ice water.
- Bir şişe buzlu su istiyorum.
I poured the wine in a plastic bag and then dipped it in ice water.
- Şarabı plastik bir torbaya koydum ve buzlu suya batırdım.
Iced tea had got on my shirt.
- Buzlu çay gömleğime döküldü.
Would you like some more iced tea?
- Biraz daha buzlu çay ister misin?
There are three glacial fjords in Ireland.
- İrlanda'da üç tane buzul fiyordu vardır.
The house has icicles on it.
- Bu evin üstünde saçak buzu var.
A man was killed by a falling icicle.
- Düşen bir buz saçağı tarafından bir adam öldü.