Mary piyangoyu kazandı ama sonra biletini kaybetti.
- Mary won the lottery, but then she lost her ticket.
Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.
- The fugitive surfaced in a small town fifty miles from here but then disappeared again.
Bugün plaja gitmeyi planlıyordum fakat sonra yağmur yağmaya başladı.
- I was planning on going to the beach today, but then it started to rain.
köye ulaşıncaya dek beraber yuruduler fakat sonra yolları ayrıldı
- They walked along the road together until they reached the village, but then their paths diverged.