Tavuk eti beyazdır, halbuki bir öküzünkü kırmızıdır.
- Chicken meat is white, whereas that of an ox is red.
Onunki geriye doğru eğimli iken onun el yazısı ileri doğru eğimlidir.
- His handwriting slants forwards, whereas hers slants backwards.
Ben fakirim, oysa erkek kardeşlerim çok zengin.
- I am poor, whereas my brothers are very rich.
Bir süpermarkette yarı zamanlı çalışırken, oysa diğerleri değilken bazı müşterileri çok kibar buldum.
- Working part-time at a supermarket, I found that some customers were polite whereas others weren't.