O şüphesiz Japonya'daki en başarılı iş adamlarından biridir.
- He is without doubt one of the most successful businessmen in Japan.
Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
- This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
İşadamları bankalara borçlu oldukları parayı geri ödeyemedi.
- Businessmen could not pay back money they owed the banks.
Onların üniversiteye gitmelerini ve işadamları olmayı öğrenmelerini istedi.
- He wanted them to go to college and learn to be businessmen.
Bir işadamı olmasının yanında, o bir müzisyen de.
- Besides being a businessman, he is a musician.
Tom, başarılı yakışıklı bir işadamıydı.
- Tom was a successful handsome businessman.
Başarılı bir iş adamı olmanın hayalini kurardım.
- I used to dream about being a successful businessman.
Tom bir iş adamı olmak için uygundur.
- Tom is fitted to become a businessman.
Tom, başarılı yakışıklı bir işadamıydı.
- Tom was a successful handsome businessman.
Bir işadamı olmasının yanında, o bir müzisyen de.
- Besides being a businessman, he is a musician.