There's no way I'm going to find Tom in this place.
- Tom'u burada bulmamın imkanı yok.
Please don't leave valuable things here.
- Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
I will be here tomorrow.
- Yarın ben burada olacağım.
It's boiling in here.
- Burada hava çok bunaltıcı.
What're you doing in here?
- Burada ne yapıyorsun?
I told him I'd finish up here.
- Ona burada bitireceğimi söyledim.
I told her I'd finish up here.
- Ona burada bitireceğimi söyledim.
Get Tom away from here.
- Tom'u burdan uzaklaştır.
Pardon me, how do I get to Downing Street from here?
- Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?
You can get a better look over here.
- Burada daha iyi bakabilirsin.
Toss your gun over here.
- Silahını buraya fırlat.