bunaltıcı

listen to the pronunciation of bunaltıcı
Türkisch - Englisch
depressing

This place is so depressing. - Bu yer çok bunaltıcı.

That's a depressing story. - O bunaltıcı bir hikaye.

sweltering

It was sweltering inside. - İçeride hava bunaltıcıydı.

oppressive
muggy

Last night was very hot and muggy and I didn't sleep very well. - Dün gece çok sıcak ve bunaltıcıydı ve çok iyi uyumadım.

Last night was very hot and muggy, so I didn't sleep so well. - Dün gece çok sıcak ve bunaltıcı idi, bu yüzden çok iyi uyumadım.

stupefying
sweltry
depressing, suffocating (weather, heat, person)
close
suffocating
stuffy
depressive
mind bending
oppressive, muggy, sultry
dreary
overpowering
heat
sultry
poky
bunaltıcı sıcaklar
dog days
Türkisch - Türkisch
Boğucu, sıkıcı, sıkıntı veren
BUNALTICI
Boğucu, sıkıcı, sıkıntı veren: "Tartışma koyulaşıp salonun havası hepsine bunaltıcı geldi mi, pencereler açılıyor."- E. E. Talu
bunaltıcı
Favoriten