That mountain is in the clouds.
- O dağ bulutların içindedir.
As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
- Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
A cloud of hornets set at the children.
- Bir eşekarısı bulutu çocuklara doğru yöneldi.
The sky today is blue, without a cloud.
- Gök bugün mavi, bulutsuz.
It's been overcast for the past few days.
- Geçtiğimiz birkaç gün boyunca hava bulutluydu.
All of a sudden the sky became overcast.
- Gökyüzü aniden bulutlandı.