Scientists haven't found a cure for cancer yet.
- Bilim adamları henüz kanser için bir çare bulmadılar.
Zebras and giraffes are found at a zoo.
- Zebralar ve zürafalar bir hayvanat bahçesinde bulunurlar.
Finding his office was easy.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.
Finding her office was easy.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
Where can you find the closest store?
- En yakın mağazayı nerede bulabilirsin?
He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
The detectives found no other evidence.
- Dedektifler başka kanıt bulmadı.
The detective used a magnifier to find some clues.
- Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır.